21 Ağustos 2013 Çarşamba

Kayısının tarihçesi


Kayısının Tarihçesi

Tarihi kaynaklara göre Türkistan, Orta Asya ve Batı Çin'i içerisine alan çok geniş bir bölgenin kayısının ana vatanı olduğu sanılmaktadır. Günümüzden 5000 yıl gibi çok uzun bir zaman önce kayısı bu bölgede bilinmekte ve tarımı yapılmaktaydı. Büyük İskender'in seferleri sırasında kayısı M.Ö. IV'yy'da Anadolu'ya getirilmiş yetişmesi için uygun iklim ve toprakları Anadolu'da bulunduğundan Anadolu kayısının ikinci vatanı olmuştur. M.Ö. I. Yy'da Roma ve Pers savaşları sırasında Ermeni tüccarlar tarafından önce İtalya'ya sonra da Yunanistan'a götürülmüştür. İtalya ve Yunanistan'dan diğer Avrupa ülkelerine geçişi uzun yıllar almış 13. Yy'daİspanya ve İngiltere, 17. Yy'da da Fransa ve Amerika'ya da götürülmüştür.

Kayısı, coğrafik olarak dünyanın hemen hemen her yerine dağılmış olsa da daha çok Akdeniz'e yakın olan ülkelerde Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Afrika kıtalarına yayılmış ve burada yetişme alanları bulmuştur. Dünya yaş kayısı üretiminde Türkiye birinci sıradadır. Türkiye'yi İspanya, İtalya, birleşik devletler topluluğu, İran Fransa, Yunanistan ve ABD izlemektedir. Bu birinci grup ülkelerin yaş kayısı üretimleri 100 bin tonun üzerindedir. Birinci gruba Fas, Pakistan, Suriye, Çin, Güney Afrika, Macaristan, eski Yugoslavya, Romanya, Avustralya, takip etmektedir.

Dünya yaş kayısı üretiminin yaklaşık % 10-15'inin yapıldığı Türkiye'de 6 kayısı bölgesi bulunmaktadır. Bu bölgeler;

Malatya, Elazığ, Erzincan bölgesi
Kars, Iğdır bölgesi
Akdeniz (Mersin, Mut, Antakya) bölgesi
Marmara Bölgesi
Ege Bölgesi
İç Anadolu Bölgesi
Bu bölgeler içerisinde Malatya, Elazığ, Erzincan bölgesi dışındaki bölgelerin üretimleri sofralık tüketime yöneliktir. Birinci bölgedeki kayısıların çoğunluğu kurutulmakta ve bu bölge dünya kuru kayısı üretiminin yaklaşık % 85-90'ını karşılamaktadır.

ATATURK VE MALATYA

ATATÜRK' ün MALATYA' ya GELİŞİ
      26 Ocak 1931   -  2 Mart 1931 tarihleri arasında gerçekleştirilen gezi programında Atatürk ve beraberindekilerin Malatya'ya gelişi, takip edilen ulaşım politikası ve dolayısıyla Fevzipaşa-Malatya demiryolu hattının hizmete açılışı ile ilgilidir.
      Atatürk 12 Şubat  1931 Perşembe günü Taşucu-Silifke üzerinden Mersin' e gelmiş ve gerekli incelemeleri yapıp, vatandaşlarının sıkıntılarını dinledikten sonra, daha önceden hazırlanıp Mersin' e getirilen  BEYAZ TREN  ile saat  18:00  sularında Malatya ' ya hareket etmiştir.
      Atatürk' ün Malatya 'ya yaptığı bu seyahat sırasında  maiyyetinde bulunanlar, ordu müfettişi Fahrettin ( ALTAY ), Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Tevfik (BIYIKLIOĞLU) , İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Recep Peker, A. Afet İnan, Vasıf ( ÇINAR ), Dr. Reşit Galip ve Cumhurbaşkanlığı erkanından Hasan Rıza  (SOYAK ), İsmail Hakkı ( TEKÇE ) ve baş yaver Rusuhi Bey ile değişik bakanlıkların kalabalık müşavir, müfettiş ve teknisyen kadrosu vardı.
      13 Şubat 1931 Cuma günü saat 17:30 civarında Malatya ' ya ulaşan Atatürk, Malatyalılarla beraber olmak dışında, bu şehri ilk defa demiryolu ile güneyden Anadolu demiryolları ağına bağlamanın sevincini de yaşamış oluyordu.
       Mustafa Kemal Atatürk, trenden iner inmez Başvekil İsmet Paşa' ya çekilmek üzere Vali Mehmet Tevfik Beye verdiği telgraf metninde, yapılan faaliyetlerin öneminden şöyle değinmiştir.
      '' ... Yeni yapılan yol ile Malatya ' ya vardığımız bu günde, sizi takip ettiğiniz pek isabetli imar faaliyetlerinden dolayı bir daha tebrik ederek ve takdirlerimi arz ederim...''
       Atatürk, Tren garından İstasyon Virajı kavşağına kadar Malatyalılarla yürümüş, ardından yeni Açılan Atatürk Caddesini otomobille geçerek Türkocağı binasına gelmiştir. Mustafa Kemal  Malatya' da ki zamanın büyük bir kısmını bugün '' Atatürk Evi '' adını taşıyan  Türkocağı binasında geçirmiştir.
Mustafa Kemal' in burada yaptığı ve daha çok demiryollarını ilgilendiren konuşması ise şöyledir :
          ''   ... Malatya 'yı görmek Malatyalılarla daha çok görüşmek için bu kadar zaman kafi değildir. İleride daha uygun bir mevsimde belki Başvekil İsmet Paşa ile gelip görmek, sizlerle görüşmek fırsatını bulurum.'' Demesi üzerine Malatya Belediye Başkanı Mustafa Naim KARAKÖYLÜ  Atatürk ' e hiç olmazsa birkaç gün kalmalarını arz edince Atatürk sözlerine şöyle devam etmiştir: ''... Arkadaşlar önemli bir ilimizin merkezine bizi getiren demiryolu olmuştur. Bugüne kadar bu önemli ve çok feyizli Malatya' ya gelmek isteyenler bu medeni vasıtanın bulunmamasından dolayı isteklerine kolaylıkla muvaffak olamamışlardır. Bu istekler bu memlekete çok feyiz getirecek ve memleketin tabii değerlerinden dünyayı faydalandıracak mahiyettedir. Yeni eser, bu genel isteği tatmin edecektir ümidindeyim. Türkiye Hükümetinin tespit ettiği projeler dahilinde belirli zamanlar içinde vatanın bütün bölgeleri çelik raylarla birbirine bağlanacaktır. Bütün vatan bir demir kitle haline gelecektir. Demiryolları memleketin tüfenkten toptan daha önemli bir koruma silahıdır. Demiryollarını kullanacak olan Türk milletinin refeh ve medeniyet yollarıdır...''

          13 Şubat akşamı Malatya'da,  Türkocağı binasında hazırlanan odada geçiren Atatürk 14 Şubat Cumartesi günü Belediyeyi ziyaret ederek, Belediye Başkanından şehrin ihtiyaçlarını öğrenip not ettirdikten sonra halk ile esnaf kuruluşlarının temsilcileriyle görüşmüştür. Bu sırada Kooperetifçilik üzerinde ısrarla duran ve halkı bu yönde teşvik ederek destek vaad eden Atatürk, Milli Eğitim Müdüründen de  '' Millet Mektepleri '' ve eğitim hakkında gerekli bilgileri alıp bazı direktifler vermiştir.  Daha sonra çarşıyı gezen Atatürk, geç vakitlerde Dörtyol'a gitmek üzere yine özel trenle Malatya ' dan ayrılmıştır.


ATATÜRK' ÜN   MALATYA' YA İKİNCİ GELİŞLERİ ( 14 Kasım 1937 )
         Mustafa Kemal Atatürk' ün ikinci defa Malatya ' ya gelişinin sebebi yine demiryolu münasebetiyledir. 12 Kasım 1937 akşamı özel treni ile Diyarbakır-İran-Irak  hattının temel atma töreni için Ankara' dan Sivas ' a hareket eden Atatürk, buradan  da 16 Ağustosta işletmeye açılan Çetinkaya hattından Malatya' ya gelmiştir.
         Atatürk, bu gezi kapsamında Malatya, Elazığ, Tunceli ve Diyarbakır' da incelemelerde bulunmuştur. O'nun  Malatya ' ya teşrifleri haber alınır alınmaz 12 Kasım 1937 Cuma gününden itibaren şehirde gerekli hazırlıklara başlandığı gibi Orgeneral Kazım Orbay ve Korgeneral Galip Deniz  Malatya' ya gelmiş ve karşılama törenini gözden geçirmişlerdi. 
Bu arada Kazım Orbay Atatürk ' ü karşılamak üzere Sivas' a gitmişti. Bir gün sonra da Malatya Valisi   İ. Ethem Akıncı ile Korgeneral Galip Deniz Atatürk' ü karşılamak üzere bir posta treni ile Malatya-Sivas sınırına kadar giderek karşılama törenini başlatmışlardı. Güzergahtaki köy, kasaba halkı  ,gece yarısından itibaren istasyonlarda Atatürk' ü görebilmek için beklemeye başlamışlardı.
         Atatürk  Sivas- Malatya seyahati sırasında Yazıhan' da mola vermiş, geceyi burada dinlenerek geçirdikten sonra 14 Kasım 1937 Pazartesi günü saat 12:00 sularında Malatya ' ya hareket etmişlerdir. Atatürk ve beraberindekilerin yer aldığı özel trenden başka Diyarbakır-Cizre hattı açılış törenine katılacakların yer aldığı ikinci bir tren de bu seyahatte eşlik ediyordu. Bu tren  Atatürk' ün Malatya'ya gelişinden yaklaşık yarım saat sonra Diyarbakır' a doğru yola çıkmıştır.
         Atatürk ile beraber Malatya' ya gelenler arasında; Başvekil Celal Bayar, Şükrü Kaya ( İçişleri Bakanı ), Ali Çetinkaya (Bayındırlık Vekili), Ali Kılıç, Salih Bozok, Recep Peker gibi simalar yer almaktaydı.
         Malatya programı çerçevesinde Atatürk, ihtiram kıt'asını, ilk, orta ve lise öğrencilerini teftiş ettikten sonra kendilerine tahsis edilen otomobil ile yapımına 25 Mayıs 1937' de başlanan İplik ve Bez Dokuma Fabrikasına gitmiştir. 1937  yılında anayasada yer alan devletçilik ilkesinin bir yansıması olan ve yapımı süren bu fabrikada  gerekli incelemeler yapan ve bilgi alan Atatürk, fabrikanın biran önce bitirilmesi için gerekli emirleri de vermiştir. Ayrıca, bu seyahat dolayısıyla orada hazır bulunan İş Bankası  genel müdürü Muammer Eriş'e Malatya'nın kalkınması ile ilgili bir rapor hazırlaması ve en kısa sürede kendisine teslim etmesini emretmiştir.
        Buradan yapımı sürdürülen Devlet Hastanesine gidilmiş ve buradaki incelemelerin ardından değişik konular üzerinde görüşlerini tamamlayarak,  halkın alkış tufanı arasında istasyona geçmiş ve saat  14:00'de Diyarbakır'a gitmek üzere uğurlanmıştır.     

 Malatya Atatürk Evi
        Eski Halkevi binası 1981 yılında düzenlenerek Malatya Atatürk Evi olarak ziyarete açılmıştır. Atatürk, Malatya'ya iki kez gelmiştir.İlkin; Malatya'yı Adana'ya bağlayan Demiryolunun 1931 yılı başlarında tamamlanması üzerine Atatürk, 13 Şubat 1931 günü trenle Adana'dan Malatya'ya gelmiş, Malatya'da bir gece kalmıştır. 1937 yılında Sivas Malatya Demiryolunun tamamlanması ile de 14 Kasım 1937 günü Sivas'tan Malatya'ya gelmiş, incelemelerde bulunarak aynı gün Diyarbakır'a hareket etmiştir. Atatürk'ün Malatya'ya ilk geldiği zaman bir gece kaldığı eski Türk Ocağı, daha sonra Halkevi Binası'nın giriş katındaki iki oda, 1981 yılında Atatürk Evi olarak düzenlenmiştir. Girişte, sağdaki ilk oda Atatürk'ün Halkevi'ni ziyaret ettiği sarada kullandığı masa ve koltukla döşenmiş, işlemeli bir sehpa konulmuştur. Girişin solundaki odada, Atatürk Kitapları sergilenmiştir.

COĞRAFİ KONUM (MALATYA)

Malatya; Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Havzasında ve Adıyaman, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Van çöküntü alanının güneybatı ucunda yer almaktadır. Çevresini doğuda Elazığ ve Diyarbakır, güneyde Adıyaman, batıda Kahramanmaraş, kuzeydeSivas ve Erzincan illeri çevirir.

İl topraklarının yüzölçümü 12.313 km2 olup,35 54' ve 39 03' kuzey enlemleri ile 38 45' ve 39 08' doğu boylamları arasında kalmaktadır. Malatya, Sultansuyu ve Sürgü çayı vadileri ile Akdeniz'e, Tohma Vadisi ile İç Anadolu'ya, Fırat Vadisi ileDoğu Anadolu'ya açılarak bu bölgeler arasında bir geçiş alanı oluşturur.

ÖZAL-VE MALATYA (OKUMAYA ÜŞENMEYİN)

Turgut Özal13 Ekim 1927 - 17 Nisan 1993

Turgut Özal, banka memuru Mehmed Sıddık ve ilkokul öğretmeni Hafize Hanım'ın çocukları olarak 13 ekim 1927'de Malatya'da dünyaya geldi. Babasının görevi nedeniyle ilk ve orta öğrenimini yurdun değişik yerlerinde tamamladı. Turgut daha dört yaşında iken aile Bilecik'in Söğüt ilçesine taşındı. Burası, Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin' Keykubat'ın Ertuğrul Bey'e yurtluk olarak verdiği, sonra da Ertuğrul Bey'in oğlu Osman Bey'in Osmanlı Devleti'nin temelini attığı yerdir. Yetiştiği bu çevre, Turgut Özal'ın kişiliğinin oluşumunda temel rol oynayacaktır.

Özal öğrenim hayatına burada başladı. Daha sonra aile Silifke'ye taşındı. Özal bu yıllarda ısrarla pilot olmayı arzu etmektedir. Fakat burada geçirdiği bir kaza onun bu arzusuna ulaşmasına engel olacaktır. Bindiği eşeğin üzerinden semer kaymış ve kolu hasar görmüştür. Bu, kolunun biraz kısa kalmasına sebep olmuş ve böylece pilotluk hayalleri de suya düşmüştür.

Mehmed Sıddık Bey'in görevi nedeniyle aile sık sık il değiştirir. Nitekim Özal bu arada orta okulu da Mardin'de bitirir. Ama Mardin'de lise yoktur. Annesi Hafize Hanım, oğlunun ya Konya Lisesi'nde ya da Kabataş Lisesi'ni okumasını arzu etmektedir. Her iki okul da paralıdır. Özal'ın paralı yatılı okuması gerekmektedir. Böylece Özal, 25 lira daha ucuz olduğu için, Kabataş'a değil, Konya Lisesi'ne verilir. Fakat bu arada ortanca oğul Korkut da Ortaokulu bitirir. Ailenin her iki çocuğu da paralı yatılı okutmaya gücü yetmemektedir. Aile buna da bir çözüm yolu bulur. İki kardeş de dayıları Süleyman Doğan'ın Malatya'daki evlerine belli bir kira karşılığında yerleştirilir. Yeğenleri Hüsnü de yanlarında kalacaktır.

Aile sonunda Kayseri'de tekrar buluştu. Özal liseyi Kayseri'de bitirir. Turgut Özal girdiği üç fakültenin de imtihanlarını başarır. Fakat bunların arasından İTÜ'nün Elektrik Mühendisliği'ni seçer. Burs almaya başlayınca ailesine yük olmaktan kurtulur.

Özal'ın yokluklar arasında geçen bu tahsil hayatı, hayata atıldıktan sonra hayır amaçlı çeşitli cemiyetlerde görev almasında da temel rol oynamıştır. Devlet Planlama Teşkilatı'nda çalışırken, daireye uğrayan ihtiyaç sahibi bir fakire verecek bir şey bulamayınca üzerindeki elbiseleri çıkarıp vermesinde, zorluklar ve yoksulluklar arasında geçen hayatının rolü büyüktür.

Üniversite yıllarında gençlik hareketlerinde de aktif rol alır. Talebe Cemiyetinde yardım kolu başkanlığı yapar. Kardeşi Korkut'la birlikte, "Anadolu'nun bağrından kopanlara İstanbul'u Tanıtma Kulübü'nü kurar. 1940'lı yılların o insan hak ve hürriyetleri açısından sıkıntılı günlerinde, Mareşal Fevzi Çakmak'ın cenazesinin İslâmi usullere göre gömülmesi ve vatandaşın omuzlarında taşınması konusunda aktif rol oynar.

Özal, 1950 yılında üniversiteden mezun oldu. Aynı yıl Ankara elektrik İşleri Etüd İdaresi'nde mühendis olarak çalışmaya başladı. Bu arada evlendi. Fakat bu evlilik kısa sürdü. 1952 yılında sona eren bu evlilikten sonra, kendisinin de çalıştığı EİEİ'de daktilocu olarak görev yapan Semra Hanım'la evlendi. Özal'ın bu evlilikten 3 çocuğu oldu.

Özal bu evlilikten hemen sonra mesleğinde ihtisas yapması amacıyla Amerika'ya gönderilir. Dönüşünde Elektrik işleri Etüd İdaresi'nde Genel Direktör Teknik Müşaviri olarak görev alır. 1958 yılında zamanın hükümetince kurulan Planlama Komisyonu'nun sekreterye görevini de yapan Özal, bu arada askerlik görevini de yapmak üzere 1959 yılında Ankara Ordudonatım Okulu'nda yedek subay olur. Devlet Su İşleri Genel Müdürü Süleyman Demirel de, usta asker Turgut Özal'ın yanında yedek subay öğrencisi olarak gelir ve Özal ona hem komutanlık, hem de öğretmenlik yapar. 1960 yılındaki askeri darbe sırasında Özal askerdir. Askerlik görevinin hemen ardından elektrik İşleri Etüd İdaresi'ndeki görevine tekrar dönen Özal, Devlet Planlama Teşkilatı'nın kuruluş çalışmalarına da katılır.

1965 seçimlerinden sonra Başbakan olan Süleyman Demirel'in yanında önce danışmanı olarak görev alan Özal, daha sonra da 1967 yılında DPT Müsteşarlığı'na getirildi. DPT'de sol planlamacılar ağırlıkta olmasına rağmen, ısrarla planlamada özel girişime ağırlık verilmesi gerektiğini savundu. 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra DPT'daki görevinden ayrıldı ve Amerika'ya gitti. Burada 1973 yılına kadar kalyan ve Dünya Bankası Sanayi Dairesi'nde sanayi ve maden konularında özel danışmanlık görevi yapan Özal, yurda dönüşünde özel sektörde bankacılık, demirçelik, otomotiv sanayi, tekstil, gıda, döğme ve döküm alanlarında yönetici olarak çalıştı. 1977 Genel Seçimlerinde MSP'den İzmir Milletvekili adayı oldu ve seçimi az bir farkla kaybetti. Daha sonra MESS'de Sendika Başkanı olarak görev yaptı. Kasım 1979 yılında Süleyman Demirel Başkanlığında kurulan azınlık hükümetiyle tekrar devlet memurluğuna dönen Özal'a, Başbakanlık Müsteşarı ve DPT Müsteşar Vekilliği görevi verildi. Türk ekonomisinin liberalleşmesini hedefleyen 24 Ocak kararlarının hazırlanmasında aktif görev aldı.

12 Ocak 1980 askeri darbesinden sonra kurulan Bülend Ulusu Hükümeti'nde ekonomik işlerden sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine getirildi. 22 ay kaldığı görevinden 14 Temmuz 1982 yýlýnda istifa etti 20 Mayıs 1983'te Anavatan Partisi'ni kuran Özal 12 Eylül sonrası yapılan ilk serbest genel seçimlerde 6 Kasım 1983'de 211 milletvekili çıkararak toplam 400 kiþiden oluşan parlamentoda çoğunluğu sağladı ve iktidar oldu.

Milli Güvenli Konseyi, seçimin Milliyetçi Demokrasi Partisi tarafından kazanılmasını ve Halkçı Parti'nin de ana muhalefet partisi olmasını arzu ediyordu. Özal'ın seçimleri kazanması sürpriz oldu. Kenan Evren Hükümeti kurma vazifesini Özal'a vermekte biraz tereddüt gösterdi ve Hükümeti de ancak 13 Aralık 1983'te onayladı. Birinci Özal Hükümeti 24 Aralık'ta güvenoyu aldı. İdari ve mali alanda devrim sayılacak kararlara imzasını attı ve ilk yapılan yerel seçimlerde de ezici bir üstünlük sağladı. 1984 yılı Mart'ında yerel yönetimlerde de iktidar oldu.

13 Nisan 1985'te yapılan ilk büyük kongrede tekrar genel başkanlığa seçilen Özal, 1987 yılında yapılan genel seçimlerde de 292 milletvekili çıkararak TBMM'de çoğunluğu sağladı. İkinci Özal Hükümeti 21 Aralık 1987 de açıklandı ve bu hükümet Türkiye Cumhuriyeti'nin 47. Hükümeti oldu.

18 Haziran 1988'de yapılan Anavatan Partisi 2. Olağan Kongresi sırasında Özal'a suikast girişiminde bulunuldu ve elinden yaralandı. Özal aynı gün takrar oy birliğiyle genel başkanlığa seçildi.
31 Ekim 1989'de Kenan Evren'den boşalan Cumhurbaşkanlığı makamına seçildi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı olarak 9 Kasım 1989'da göreve başladı.

Herkes Özal'ın laik bir ülkenin cumhurbaşkanı olarak cuma namazına gidip gitmeyeceğini merakla bekliyordu. Fakat o her zamanki gibi rahat ve tabulara meyden okuyan tavrıyla Ankara Kocatepe Camii'ne gitti ve cuma namazını kıldı. O gün Kocatepe'de izdiham yaşandı ve halk sevincinden gözyaşlarına boğuldu.

Türkiye'nin bölgesinde etkin rol oynamısını isteyen Özal, Balkanlara ve hemen peşinden Orta Asya'ya yaptığı o uzun ve yorucu seyahatlerden sonra döndüğü o çok sevdiği vatanında, 17 Nisan 1993'te vefat etti.

Cumhurbaşkanı seçildiğinin ertesi günü sevinç gözyaşlarıyla kendisini Kocatepe Camii'nde karşılayan halk, bu kez onu ayrılık gözyaşlarıyla aynı yerden uğurladı.
"Öldükten sonra beni İstanbul'a defnedin, kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed'in manevi ruhaniyeti altında bulunmak istiyorum" şeklindeki vasiyetine uyularak Adnan Menderes'in de bulunduğu yere defnedildi.

Halen kabri, çok sayıda vatandaş tarafından ziyaret edilmektedir.

nüfus ve idari yapı

2012 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Sistemi sonuçlarına göre; Malatya'nın toplam nüfusu 762.366  İl Merkezi'nin nüfusu ise 426.381'dir. İl nüfusunun 504.793'ü  İl ve İlçelerde257.573'ü ise Belde ve Köylerde yaşamaktadır. İl nüfusunun ilçelere dağılımı ise şöyledir.

İlin Nüfus Yapısı, 2012 yılı
İl/İlçe merkezi Belde/Köy Toplam 
    
    
Malatya Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın 
          
Merkez  426.381  212.533  213.848  68.537  34.366  34.171  494.918  246.899  248.019 
          
Akçadağ  7.055  3.510  3.545  21.151  10.976  10.175  28.206  14.486  13.720 
          
Arapgir  6.120  3.035  3.085  4.852  2.394  2.458  10.972  5.429  5.543 
          
Arguvan  2.292  1.231  1.061  6.993  3.472  3.521  9.285  4.703  4.582 
          
Battalgazi  17.224  8.491  8.733  12.667  6.408  6.259  29.891  14.899  14.992 
Darende  9.764  4.890  4.874  19.622  9.680  9.942  29.386  14.570  14.816 
          
Doğanşehir  11.077  5.675  5.402  29.755  15.037  14.718  40.832  20.712  20.120 
          
Doğanyol  1.677  816  861  3.036  1.499  1.537  4.713  2.315  2.398 
          
Hekimhan  6.784  3.473  3.311  18.845  9.343  9.502  25.629  12.816  12.813 
          
Kale  1.681  801  880  4.236  1.974  2.262  5.917  2.775  3.142 
          
Kuluncak  2.278  1.192  1.086  7.243  3.505  3.738  9.521  4.697  4.824 
          
Pütürge  2.506  1.278  1.228  15.755  7.360  8.395  18.261  8.638  9.623 
          
Yazıhan  2.013  1.004  1.009  12.906  6.579  6.327  14.919  7.583  7.336 
Yeşilyurt  7.941  4.042  3.899  31.975  16.461  15.514  39.916  20.503  19.413 
          
Toplam  504.793  251.971  252.822  257.573  129.054  128.519  762.366  381.025  381.341 
          

Malatya'da merkez ilçe hariç 13 ilçe, 495 köy, 352 mahalle bulunmaktadır. Ayrıca biri Merkez, 13'ü ilçe ve 39'u belde belediyesi olmak üzere toplam 53 belediye teşkilatı mevcuttur. İlçelere bağlı belediyeler, köyler ve mahalle sayıları şöyledir.

İlçelerin Belediye, Mahalle ve köy sayıları
İlçe Adı
Belediye Sayısı
Köy Sayısı
Mahalle Sayısı
Merkez
9
44
123
Akçadağ
4
69
17
Arapgir
1
42
21
Arguvan
1
46
4
Battalgazi
3
12
16
Darende
7
45
45
Doğanşehir
7
27
27
Doğanyol
2
13
4
Hekimhan
6
48
36
Kale
1
19
9
Kuluncak
2
20
11
Pütürge
3
62
14
Yazıhan
3
28
10
Yeşilyurt
4
20
15
Toplam
53
495
352



Malatya resimleri